9 Şubat 2008 Cumartesi

Emekli subayların MHP'ye tepkileri

Demokratik tavır güzel de; sayın emekli subaylar, bu tepkinizi görünce
"Hepinizin ortağı olduğu OYAK BANK yabancılara satılırken
neredeydiniz?" sorusu geliyor insanın aklına...

Emekli subaylar MHP"nin önüne siyah çelenk koydular. Daha doğrusu
koymaya çalıştılar zannediyorum... Genel Merkez"deki görevliler de
tepki gösterip engel oldu... Gazetelerde çıkan haberler böyle.
MHP"li görevliler bu protestoya hoşgörü gösterebilirdi. Elbette bu tür
demokratik tepki ve tavırlara tahammül etmek gerekir. Demokratik tavır
güzel de; sayın emekli subaylar, bu tepkinizi görünce "Hepinizin
ortağı olduğu OYAK BANK yabancılara satılırken neredeydiniz?" sorusu
geliyor insanın aklına...
Bana göre Cumhuriyetin en stratejik kurumlarından biriydi. Askeri
yatırımlara finans bulmak dünyanın en zor işidir. Gözünüzün önünde
bağıra bağıra yabana gidip elden çıktı. Mazereti de finansal sermaye
sıkıntısıydı. Üç yüz bin kişiyiz diyorsunuz. 10"ar bin dolar
verseydiniz OYAK BANK satılmazdı.
MHP"nin önüne siyah çelenk koymak biraz vurun abalıya olmuyor mu? MHP
Vakıflar Yasasına direniyor. AKP de yasayı çıkarmak istiyor. Bizzat
ATATÜRK"ün emriyle azınlık vakıflarının mal edinmemesini sağlayan ve
diğer yabancı vakıfların faaliyetlerini durduran yasanın yeniden
düzenlenerek Avrupa Birliği adına Meclis"ten geçirilmesine niye tepki
koymuyorsunuz?
Gücünüz başörtülü kızlara mı yetiyor?
MHP ve ülkücüler bu ülkenin bölünmez bütünlüğü, vatan toprağının
kutsallığı konusundaki hassasiyet noktasındaki geçmiş mücadeleleriyle
imtihanı çoktan geçmişlerdir.
Elbette mevcut MHP yönetiminin her yaptığını ülkücüler de
onaylamıyor.
Ama başörtü meselesi, ülkücülerin namusudur. Bayrak gibi, Ezan gibi,
Cumhuriyet gibi, üniter devlet yapısı gibi, vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğü gibi.
Bu konuların hiç birinden ülkücüler taviz vermez. Hatta bazen size
rağmen.
12 Eylül cuntacılarının yaptığı zulümler hala bedenimizde ve
zihnimizde. Biliyor musunuz daha 40 yaşını bile dolduramamış birçok
arkadaşımızı toprağa verdik. Sebebi Mamak"taki, Selimiye"deki,
Alemdağ"daki, Maltepe"deki ve benzeri askeri cezaevlerindeki
işkencelerdi.
Hala o nesilden 60"ı bulanı yok. 40 bilemediniz 45"inde ya kanserden
ya da o günlerden kalan arızalardan ölüyorlar.
Bütün bunlara rağmen biz Ordumuza sevdalıyız... Hem de karşılık
bulmayan sevdayla. Edebiyat dilinde buna "kara sevda" denir...
Bugün de şehit cenazelerinin tabutunun altında ülkücüler var.
Ayıptır. Bizi daha fazla incitmeyin. Gidin o çelenkleri, başta iktidar
partisi olmak üzere hak edenlerin kapılarına koyun...
Biz dün hangi hassasiyetler için mücadele ettiysek bugünde aynı
heyecanla, aynı ülkü ile, aynı mücadeleyi, aynı şekilde veririz.
Cumhuriyetimizin temel ilkelerine zerre halel getirtmeyiz.
Bu yolda sonuna kadar mücadelemizi verir, bunun sonuçlarına da
katlanırız.
MHP"ye başörtüsü meselesindeki duruşunu bahane ederek hücum etmek,
delikanlıyı sırtından vurmaya kalkmaktır. MHP bu çıkışıyla, inançları
kimsenin oyuncağı yaptırmayacağını net biçimde ortaya koymuştur..
Sayın emekli subaylar; ya ülkenin her "gerçek meselesi" için
samimiyetle tavrınızı koyup kamuoyunun oluşmasına katkı sağlayın veya
böyle işlerle hiç kafanızı yormadan lokallerinizde emekliliğin tadını
çıkarın.
Merak etmeyin, ülkemizin gerçek meseleleri konusunda Türkeş"in
BOZKURTLAR"ı sizin yerinize de yeteri kadar kafa yoruyor.
Sevgilerimizle...


Asri Karaarslan UZUN / yeniçağ

REKTÖRLER VE TÜSİAD KONSEYİ!

İnönü Üniversitesinin atanmış rektörü, seçilmişlere, yani millet tarafından seçimlerde vekâlet alarak, yasama ve yürütme görevini demokrasinin gereği sürdürecek iradeyi 'Meclis Kararını' yok farz ediyor…

Atanmış Rektör NTV'ye yaptığı açıklamalarda 'TBMM en büyük irade değildir!' buyurdular..

Tabii, kendileri en büyük irade olacak ve her dedikleri dinlenecek…

CHP TBMM çatısı altında 400 milletvekilliği oranında sandalye sahibi olsa idi, Rektör Hilmioğlu 'Tek ve Tartışılmaz irade!' derdi…

Konsey anarşisi yaşadık…

Rektörler konseyi,karikatürcüler ve sözde çağdaşlar konseyleri..

Prof.Celal Şengör ise 'Türban Gamalı Haç Gibidir!' diyerek hakaret boyutunu arttırıyor..27/Mayıs darbesini üniversitelilerin yaptığını ilan ederken,yasa dışı darbe yollarını işaret ediyor…

Fakat,çenesindeki Entel sakal özgürlüğüne ve papyonuna kimsenin karışmadığını unutarak..Yasal izin verilse bile,kabul etmezlermiş….Celalli Celal efendi!

Gamalı Haç yakıştırması çok büyük hakarettir… Hâlbuki Gamalı Haç yasakçılıktır… Kendileri yasalara saygılı olmayı unutarak, yasa çıksa bile kabul etmeyeceğini söylerken ve yasakları müdafaa ederken 'Gamalı Haç' gölgesinde değil mi?

Seçmene ve seçmen iradesine saygısı olmayanların 'Gamalı Haç Faşizmine' yakın olduğunu söylemek daha mümkündür…

İşinize geldi mi AİHM kararları vs. yasal olacak ve savunacaksınız.İşinize gelmedi mi TBMM yasa çıkaracak ve uymayacağınızı ilan edeceksiniz..

İyi de burası yasa Devleti… Yasalara her vatandaş uymakla mükellef… Celalli Celal Efendi ayrıcalıklı aristokrat mı yoksa?

Prof.Celal Şengör celalli tarzda devam ediyor…Ali Kırca'ya davetli…Anayasa Kom.Başkanı Prof. Burhan Kuzu beyle tartışıyor..Devam ediyor ':-Türban yasağı kalkarsa Üniversite kapısına kilit asarız..Biz öğrencilerimiz Nuh tufanı olmadığını,insanların Adem ve Havva'dan gelmediğini öğretiyoruz.Bunları not alması için değil,hayatına yansıtması için öğretiyoruz.Türban takan karşımıza geçecek dinini şakırdadatacak!'…

İfadeye bakınız?

Millet,Prof. Celal efendinin dogmalarına inanacak çocuklarını talebe diye Celal efendiye gönderecek..

Darvin ütopyalarına din diye bakan, materyalist din anlayışını savunan Celal efendi, ilahi din anlayışına sahip bireylerin inancının ölçüsüne şakırdatma olarak niteleme yapacak!

Bizler Nuh tufanına ve Hz. Âdem ile başlayan yaşama, Allah'a ve peygamberlerine iman ediyoruz…

Prof. Celal efendinin dogmalarına ve tehditlerine değil!

Prof. Celal Efendi yerinde durmuyor ve ':_Ordu darbe yapmalı. Tabii ki yapmalı!' demekten de geri durmuyor…

Prof. Celal Efendi anayasayı yıkmaya tahrik suçu işlemiştir.

Darbe davetçiliği yapmaktadır….Veli efendi ve ekibini neden tutuklamışlardı?

Darbe teşebbüsüne hazırlık, halkı hükümete karşı ayaklanmaya kışkırtma!

Prof. Celal Efendi de aynı oluşuma yönelmekte ve kışkırtma yapmaktadır…

Jeofiziksel araştırmalar yapması gereken Celal efendi,siyasal baskı gurupları kurmaya ve darbe kışkırtma uzmanlığını meslek ediniyor….Darbe Prof. Cunta Uzmanı…!

TÜSİAD konseyi ise farklı….Sermaye cuntası…

301.Madde konusunda ısrarla kaldırılması yönünde görüş beyan eden 'Sermaye Cuntası' konu başörtüsü yasaklarının ve insan hakları ihlallerinin kaldırılması yönünde görüş beyan eden si,yasal partileri ağır şekilde eleştiriyor..

TÜSİAD bünyesinde yer alanlar, bu ülkenin halkı ve toplumsal yapısı üzerinde mi?

Bu güne kadar alışmış veya alıştırılmışlar… Bir zamanlar gazetelere ilanlar vererek iktidarları düşürmeyi marifet zannetmişler…

Bugüne kadar yayınlanan TÜSİAD istişare konseylerinin ve hazırlattıkları raporlarda beyan edilen açıklamalar siyasete açık müdahale ve yön vermek değil mi?

Kendilerini cuntalaştırmışlar..

Her seçim öncesi, siyasal partilerin liderlerini sınava çekmek alışkanlıkları değil mi?

MHP lideri Sn. Devlet Bey,22/Temmuz öncesi TÜSİAD davetlerini reddederek, tek tercihin millet ve hesap verilecek adresin millet olduğunu,milli iradenin sonuçlarına saygıyı esas alan yolu gösterdi..

Refik Baydur senelerce iş adamlarının temsilcisiydi..

TÜSİAD baronları ve konseyinin Refik Baydur'u vardı..

Türk-iş Başkanlarının 'Emek-Hak' taleplerine çok kızardı..

Refik Baydur 22/Temmuz seçimleri sonrasında açıklamalarda bulundu…

':-Bizim iş adamları ve sermaye gücünün ideolojisi dolardır…Doların geldiği yönün,hangi siyasal akım olduğuna bakmazlar..Çıkarlarına bakarlar!' yönlü ifadeler kullanmıştı…

Ülkemizde adil paylaşım, gelir dağılımı adaleti yönünde en ufak bir girişim ve davranış belirleyen ve icraat safhasına koyan TÜSİAD gördünüz mü?

Mümkün değil…

Çark dişlileri kendileri için öğütecek ve dengeler kendi çıkarları yönünde tecelli edecek…Borsa ve tahviller kendi hesaplarına göre hareket edecek…Özelleştirilen adresleri kendileri parselleyecek….

O zaman sesleri çıkmaz…..

Musluk ve akma meselesi..

Musluktan akan su azaldığı an 'İrtica ve Çağdaşlaşma' masalları ve raporları hazırlarlar…

Arzuhan Yalçındağ TÜSİAD Baronesi…Ellerinde medya var…..Holdingler her siyasal iktidara göre yelken açar…Refik Baydur teşhisi….

Birileri POAŞ,birileri TÜPRAŞ'a gece mi kondu?

Vanalarda bir sorun olduğu belli… Arzuhan Yalçındağ ':-Dünya da ve ülkede ekonomik sorunlar varken, Başörtüsü konusuyla uğraşmayın!' demekte ve MHP'yi de uyardığını ima etmekte…

MHP,milletle beraberdir efendiler….

Ülkücüler, para ile saltanat kuranların tehditlerine aldırmadan, milletle beraber özgürlük, hak ve sosyal adalet, insan hakları yolunda yürür.

Bu ülke de asırlardır, Batıya yaslanan ve borçlanan asriler kredi sistemi olduğu sürece ekonomik abluka ve sorun yumağı katlanmadı mı?

1946 sonrası ABD musluklarından faizle akan borçlanmalar ve neticede dışa bağımlı sanayi, tüketim ekonomisiyle beslenenler ve sömürülenler yok mu?

Vergi adaletsizliklerinin sorumluları kimler?

Yıllardır SSK primleri ödemeyenler, ucuz işçi çalıştırmayı ve asgari ücretli çalışan köleler arayanlar sermaye ve siyasilerle dostluk kurarak zenginleşenler değil mi?

Bu ülke de DTP meclis'te yer almalı diyen TÜSİAD değil mi?

Özgürlükler maskesi takarak….

PKK uzantısı ve kolluk gücü gibi çalışan DTP için özgürlük nutukları atacak,Türk Milletine hakaret edenler için yargı yolu açıldığında 301. kaldırılsın diyeceksiniz…..

Fakat Başörtüsü yasakları sebebiyle okullarına gidemeyen üniversiteli kızlarımızın demokratik hakları gündeme gelince ekonomi dersleri vereceksiniz!

Sizin işiniz yatırım yapmak, işçi çalıştırmak ve ülkeye hizmet olmalıdır…

Siyaset sizin işiniz ve alanınız değil…

Bir zamanlar Sakıp beylerde siyasete yön verirdi…Hatta boyunu aşan ifadelerle nutka başladı..Rahmetli Başbuğ Türkeş,gerekli uyarıyı Sakıp beylere yapmıştı…

Dernekleri mesleklerine uygun faaliyet alanı olması gerekenler, kendilerini siyasi liderlerin üzerinde gören anlayışla gündemi yönlendirmeyi ve toplumu germeyi marifet zannediyor…

Görevleri üniversitelerde talebe yetiştirmek olan rektörlerin bazısı siyaset yapıyor ve CHP yanlısı politikalar peşinde koşuyor..

Hatta siyasi partileri ikaz etmeye cesaret ediyorlar…

Bu ülke de serbest seçimler yapılır…Millet oylarını kullanır ve tablo oluşur..Oluşan tablo meclis iradesidir…Seçen millet..Milletin seçtikleri atama yapar..Atama yapılanların,kendilerini o makamlara atayan siyasal güce karşı ders verme ve hakaret etme hakkı hangi demokrasi de var?

TÜSİAD ve Rektörler Konseyi (Cuntasında) de var…

Bunlar, kendilerinde güç vehmetmişler… Bu şekilde yetiştirilmişler…

'Parayı veren düdüğü çalmış!'…

Ya da cuntayı kuran düdüğü çalmış…

Adına da demokrasi demişler..Biri ara vermek,diğeri yol bulmakla yollarını açmışlar…

MHP,toplumumuzun büyük kesiminden,yasakların kalkması yönünde tavır belirleme adımıyla destek görmektedir..

TÜSİAD ve Rektörler Konseyi görevini yapsın..

Siyasetçilere tehdit name göndermeye yönelmesinler..

Millet bu tehditleri görmektedir….

Parasal kaynaklara dayanarak,millet desteğiyle seçilmiş parlamenterlere ve siyasal partilere tehditler yöneltmek peşinde koşanlar akıl terazisinde kendisini tartmalıdır..

Millet desteğiyle yürüyenleri engellemeye güç yetmez..

Toplumsal yapının ,başörtü tercihinde bulunan bayanlarının dini inançlarına 'Gamalı Haç' yakıştırması yapan J.Darwin yoldaşı,demokrasi ve insan haklarını anlamakta zorlanmış….Unvan almakla okumuş olunmuyor!

HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN UYANMA ZAMANI GELMEDİMİ SİZCEDE TÜRKİYE

Ne dediniz, anketler mi?
Geciniz, boylesine bir manipulasyon gerceklestirilmisse anketler sadece kamuflaj amaciyla yapilmistir.
Hatta anketi yapanin ayni zamanda formulu tasarladigini bile dusunebiliriz.
Bu formul mukerrer oylari da, kayip oylari da, tahmin edilemez sonuclari da acikliyor.
Sevgili Dostlarim, '' Temmuzda yapilan Genel Secimler hakkinda,Ekte ve asagida sundugum yaziyi kimin hazirladigini bilmiyorum. İlgimi cekti, ciddiye aldim ve bastan sona dikkatle okudum. Hesaplamalari tekrar yaptim ve secimlerde, elektronik ortamda calistirilan hileli bir yonlendirme(manipulasyon) formulunun varligina kanaat getirdim. Bu nedenle sizlerle paylasmakta sakinca gormuyorum. Sizler de elinizden geldigince dagitirsaniz memnun olurum.Saygilarimla.
Tuncay Erciyes
Not: Yaziya, hesaplamalarin daha kolay anlasilabilmesi icin, bazi aciklamalar ekledim. Ortaokul Cebir dersi bilgilerini biraz hatirlayan herkes anlayabilir, dusuncesindeyim. Bu nedenle lutfen okumakta tereddut etmeyiniz.
22 TEMMUZ SECIMLERINDE HILE
Bugunlerde kafami hayli mesgul eden bir sual var.
"Tayyip Erdogan, secim sonuclarinin AKP lehine degistirildigi iddialarini hicbir surette yanitlamiyor. Neden?"
Tanidigimiz basbakan boyle davranmaz.
Mikrofonu eline alir ve o meshur Kasimpasali uslubuyla iddialara bangir bangir cevap verir.
Mesela, "Beyler, yenilen pehlivan gurese doymazmis.." ,der; yahut "Milletten, oyle bir samar yediniz ki; hezeyan icerisindesiniz..." der.
Ve illa ki, Deniz Baykal'la dalga gecmeden duramaz:

"Yasi yetmis, akli yitmis...", turunden birseyler soyler.
Muhalif kose yazarlarina, "Ya sev, ya terk et" ,

"Kosende oturmus, 'son kalede dustu' diyorsun, kimin kalesinden bahsediyorsun.." seklinde satasmakta beis gormeyen Tayyip bey, bu
iddialar karsisinda nedense susmayi tercih ediyor.
Bir ayi askin bir suredir, YSK'ya sandik sonuclarinin irdelenmesi icin baski yapiliyor; Tayyip Erdogan agzini acip tek kelime etmiyor.
Ne "aciklayinda gorsunler.." diyebiliyor, ne de "yok boyle birsey.." diyebiliyor.
Bu iste bir gariplik var!
Olacak is degil!
Tipki kabahatli bir cocugun suskunluguna benzetiyorum ben bunu.
Yahut, polisiye filmlerde komiser olay mahallini arastirirken, suclu susup endiseyle bekler ya, iste oyle birsey.
Hatta, muhalif kose yazarlarina mahsus satastigini dusunuyorum; sanki suni gundem olusturup, ilgiyi baska yere cekmek istiyor gibi degerlendiriyorum.
Birsey daha var. Secimlerden zaferle cikmis olmasina ragmen, basbakanin surati asla gulmuyor. Bir tedirginlik var uzerinde.
Bunlari biraraya getirince, secimlere hile karistigi hususunda suphelerim katmerleniyor.

Baslangicta paranoyak bir zihnin urunu gibi gorunsede, bu suphelerim sonunda belgelendi.
Tiklamaniz icin baglantisini verdigim; Tercuman gazetesinde dun cikan haberini lutfen okuyun.


MHP, sonunda oy hirsizligini belgeledi ve savciliga goturdu.
Haberi okuduktan sonra, 22 Temmuz secim sonuclarinin manipulasyona ugradigina dair suphem kalmadi.
Cunku, MHP'nin arastirmasi sizlerle daha once paylastigim dusuncelerimi tam manasiyla teyit etti.
Dilerseniz, once asagidaki baglantiya tiklayarak, bu arastirmanin neticesini okuyun.

MHP'nin arastirmasina gore, CHP'nin kalesi Izmir'de, 27 sandikta vatandasin uc partiye attigi oy adedi 5717.

Sandik sonuclari irdelendikten sonra gercek dagilim soyle:

CHP 3390 yani %59.29 (Izmir'de CHP'den beklenen bir oran)
AKP 1507 yani %26.35
MHP 820 yani %14.34

Toplam oy: 5717
YSK'nin bilgisayar programinin Turkiye'ye ilan ettigi sonuclarsa, bu 27 sandik icin soyle:
CHP 2436 yani %42.60 (954 oy eksik, CHP oylarinin %28'i kayip)
AKP 2433 yani %42.55 (926 adet oy
ilave edilmis, AKP'ye aldigi oylarinin %61.44 fazlasi eklenmistir.(Bu %60 fazlaligi unutmayin, yazinin devaminda tekrar ortaya cikacak, Tuncay)


MHP 578 yani %10.11 (242 adet oy eksik,
MHP oylarinin %29.5'i kayip)

Toplam oy: 5447, (yani %4.74, ~%5 kayip var, TOPLAM OYUN %5'i SAYILMADAN COPE GITMIS??


Ozetle, muhalefet partilerinin 1196 oyu calinmis gozukuyor, bu adedin 270'i cope gitmis, 926'si AKP'ye transfer edilmis.
Cope giden oylarin toplam oylara orani 270/5717 = %4.72 (yani ~%5 kayip burada)


Simdi bu cope giden %5 oyu izah etmemiz lazim.
Eger AKP oy caldiysa, neden caldiklarinin bir kismini cope atiyorda, hepsini almiyor?
Aklima ilk gelen, bu
%5'in UYGULANAN HILELI YONLENDIRME FORMULUNUN YOL ACTIGI, BIR SAPMA OLDUGUDUR.
Nitekim kimi bolgelerde bunun tersi olmaktadir, yani oylar eksik degil fazla cikmaktadir (mukerrer oylar).

Bu sene enteresan bir sey daha olmustur, SECIME KATILAN VATANDAS YUZDESI ARTMIS olmasina ragmen, TOPLAM OY ADEDI AZALMISTIR. Yani bazi vatandaslar (OYLAR) KAYIPTIR!!

Bakin bu kirmizi satiri hic unutmayin!
Cunku birazdan tum bu anormallikleri izah edebilen cok enteresan bir HILELI YONLENDIRME FORMULU BULACAGIZ.
YSK bu kirmizi satiri, "ama gecen sene mukerrer oylar vardi", seklinde sacma sapan bir cumleyle izah etmeye kalkmistir.

Konumuza donelim, bir sapma soz konusu olduguna gore, ortada bir formul olmali.
Yani manipulasyon insan eliyle yapilmamis, bir formule gore oy oranlari carpitilmis olmali.
Aksi takdirde calinan oy adediyle, transfer edilen oy adedinin ayni olmasi gerekirdi.
Tipki secimlere katilim yuzdesinin artmasina ragmen, oy adedinde azalma olmamasi gerektigi gibi!!!
Demek ki, sonuclar insan eliyle degil bir formulle degistirilmis.

Oyle bir formul ki, AKP'ye gore bicilmis, ozel terzilerin elinde dikilmis bir giysi gibi.
Bir formul kullanilmasida gosteriyor ki, SONUCLAR BILGISAYAR ORTAMINDA DEGISTIRILMISTIR. Bize gore AKP'nin oylari %60 artirilmis ve diger partilerinin tumunun oylarini da %30 dusurulmustur.
Bu duruma uygun kaba bir hileli yonlendirme(manipulasyon) formulu olarak;
"AKP*1.6 +
w:st="on">CHP*0.7 +
w:st="on">MHP*0.7 = Toplam oy",
farzedilmistir, diyebiliriz.

Peki, bu formul neye gore icat edilmis olabilir?
Hic supheniz olmasin ki
BU FORMUL, AKP'NIN ANKET ARASTIRMALARINA UYGUN(AKP'nin %33 oy alacagi varsayilarak) TASARLANMISTIR.

Diyelim ki, toplam 100 oyumuz var ve bunu partimizin cikarina uygun sekilde manipule edecegiz.
Sartlarimizi soyle olusturabiliriz:
Oyle bir formul bulalim ki,
anketlerde sagladigimiz sonucun altina dusmesin.
Muhalefet partileri guclendikce onlarin gucunu azaltsin ve bize yansitsin.

Ama bizim zaten guclu oldugumuz yerde abartili sonuclar cikarip bizi ele vermesin. Yani, bir nevi optimizasyon(en uygun sekle sokma) problemi.


Ornegimizde, toplam 100 oy secime katilacak partiler arasinda paylastirilacak.
Biz secim sonuclarini A partisinin lehine manipule edecegimiz bir formul ariyoruz.
Manipulasyondan once denklemimiz soyledir: Diger partiler X oy almissa, A partisi 100 - X oy alacaktir ve bunlarin toplami 100'e esit olacaktir.

Simdi MHP'nin arastirmasindan elde ettigimiz manipulasyon formulunu bu denkleme uygulayalim.
Yani diger partilerinin tumunun oylarinida %30 dusurelim
(0.7*X) ve A partisinin oylarini %60 artiralim(1.6*(100 - X))

Bu durumda; A partisinin oylari=1.6*(100 - X) ve diger partilerinin oylari= 0.7*X olur.
Esitlik denklemini kuralim ve AKP disindaki partilerin %kac oy almasi durumunda (X'in degerinin ne olmasi durumunda)manipulasyon formulumuzun, oy toplamini (%)100, (yani "mukerrer veya sayilmadan cope giden oy var" mazeretine gerek birakmadan), sapma olmaksizin, sonuc verecegini hesaplayalim;
1.6*(100 - X) + 0.7*X = 100
1.6*(100 - X) + 0.7*X = 100
160 - 1.6*X + 0.7*X = 100
X = 60/0.9 = 67

Demekki bu manipulasyon formulu A(AKP) partisi %33, diger partiler %67 oy aldigi zaman dengededir, ve sapma gostermeden(Toplam oy sayisini eksiltip, azaltmadan, tam(%) 100'u tutturarak) sonuclari manipule edecektir.
Formulumuze gore, A partisinin %33, oy aldiginda, Formul A partisini kac oy almis gibi gosterecektir, hesaplayalim;
A partisi =1.6*(100 - X) =1.6*(100 - 67)= 52.8 Diger partiler=0.7*X=0.7*67=46.9
Bir baska deyisle, secim sonucunda muhalefet partileri 100 oyun 67'sini aldiklari takdirde, %46.9 basari saglayacaklar,
oylarin sadece 33 tanesini alan A partisi ise
%52.8 ORANINDA BASARI SAGLAYACAKTIR.

Sayilari yuvarlarsak, yani virgulden sonra tekrar eden sayilari, tam sayilara cevirdigimizde,
A partisi %53 ve muhalefet %47 basari saglamis olacaklar.

FAKAT %33-%67 dengesi bozulursa bu, hileli yonlendirme formulu, OY TOPLAMINI (%)100 OLARAK TUTTURAMAYACAK ve TOPLAM OYLARIN DEGERLERINI SAPTIRMAYA (ARTTİRMAYA VEYA EKSİLTMEYE) BASLAYACAKTIR.



Ornegin, MUHALEFETIN TOPLAM OYLARININ, %67'NIN UZERINE CIKMASI DURUMUNDA, muhalefetten CALINAN OY ADEDIYLE, AKP'ye TRANSFER EDILEN OY ADEDI ARASINDA FARKLAR OLUSACAK VE BAZI OYLAR COPE GIDECEKTIR. (Simdi anlasiliyor, neden secmen katilim yuzdesi artmasina ragmen secmen adedi azaliyor)


TERSI OLUP, A PARTISI GUCLENIR, muhalefet zayiflarsa MUKERRER OYLAR PIYASAYA CIKAR. Yani ornegimizdeki oy adedi 100'den fazla olmaya basliyor.

SOMUTLASTIRALIM:

CHP'nin kalesi gavur Izmir'de, MHP'nin arastirmasinda konu edilen muhalefet oylarinin orani %73.6 yani denge %66'dan muhalefet lehine sapmis ve AKP gavur Izmir'den ancak %26.4 gercek oy alabilmis AMA FORMUL DEVREYE GIRDIGI ICIN;

AKP =1.6*(100 - X) = 1.6*26.4 = %42.24 AKP ALMIS gibi GORUNMUS
Muhalefet
=0.7*X =0.7*73.6 = %51.52 Muhalefet ALMIS gibi GORUNMUS

VE bu nedenle TOPLAM OY MIKTARI AZALMISTIR,
TOPLAM
=42.24 + 51.52 = 93.76 Ve oylarin %6.3 kadarini da sayilmadan cope atilmis gibi GORUNMUSTUR. (yukarida %5 bulduk, burada biraz farkli %6 cunku formulu MHP'nin verilerinden yuvarlayarak cikardik)

Diyelim AKP'nin guclu oldugu bir bolgedeyiz, ve AKP burada %42 almis, muhalefet %58'te kalmis, bakalim o vakit formul ne diyor.

1.6*42 = %67.2
0.7*58 = %40.6
40.6 + 67.2 = 107.8
HOOP! % 7,8 MUKERRER oy olustu.

İste AKP, bu ikincisinin olmasini istemiyor (cunku foyasi meydana cikabilir) , ama bazen kaza eseri bu da olabiliyor.
Bunun olmamasi icin, formulun dengelerini dogru kurmaya calisiyorlar.
O nedenle haftada bir kez anket yaptiriyorlar.
Oyle goruluyor ki, bu secimlerde en guclu olduklari bolgede %33 oy alabileceklerini saptamislar.
Formullerini en guclu olduklari vakit formulun dengede kalabilecegi sekilde tasarlamislar.
(1.6 ve 0.7 sabitleri bu dengeden
cikmistir).

Secimlerden uc ay onceki anketlerde, Turkiye genelinde %26 oy alabilecekleri goruluyordu.
En guclu olduklari bolgelerde %33 oy bekliyorlardi, ve bu beklentilerine gore bir formul tasarladilar.

Son uc ayda yaptiklari mitinglerde oylarini gercekte %3 artirdilar.

Turkiye genelinde AKP %29'u tutturdu ve Muhalefet %71 oy aldi.
Bu durumda;
Muhalefet =0.7*X =0.7*71 = %49,7 ALMIS gibi GORUNDU, (21,3 puan azaltilmis oldu)
AKP =1.6*(100 - X) = 1.6*29 = %46,4 ALMIS gibi GORUNDU, (17.4 puan arttirilmis oldu)
bu nedenle TOPLAM OY MIKTARI DA %100 olmasi gerekirken AZALMIS GORUNDU,
TOPLAM =%49,7 + %46,4 = 96,1 oylarin % 3,9 kadari da SAYILMADAN COPE ATILMIS GIBI GORUNDU.
Ozet olarak; AKP %29 oy aldi fakat %46,4 ALMIS gibi GORUNDU. Muhalefet %71 oy aldi, formul tarafindan oy orani 21,3 puan azaltildi, bu oylarin, %3,9'u cope gitti, %17.4'u AKP'ye transfer edildi. Ve Muhalefete kalan oyun bir kismi da baraja takilip parlamento disinda kaldi.

Ne dediniz, anketler mi?
Geciniz, boylesine bir manipulasyon gerceklestirilmisse anketler sadece kamuflaj amaciyla yapilmistir.
Hatta anketi yapanin ayni zamanda formulu tasarladigini bile dusunebiliriz.
Bu formul mukerrer oylari da, kayip oylari da, tahmin edilemez sonuclari da acikliyor.

Haydi, gecmis olsun Turkiye!